
İbrahim KEKEÇ
TEKDER Başdanışmanı
Bugüne kadar Covid-19 hakkından çok yazılar yazdım, çok hikâyeler anlattım.
Fakat bir gün kendimin bu hikâyenin kahramanı olacağımı hiç düşünmemiştim.
Aldığımız tedbirlerle Covid-19 birinci dalgada bizi teğet geçmişti.
Yaz sonu başlayan ikinci dalganın da teğet geçeceğini bekliyorduk ki hiç istemediğimiz o misafir bizim de kapımızı çaldı.
Bu illete yakalanmam benim için büyük sürpriz olmuştu.
Öyle ya!
Tanıyanların çok titiz ve dikkatli olduğumu söylediği bir kişi nasıl olur da Covid’le tanışmak zorunda kalabilirdi?
Neyse, ‘Mevlam neylerse güzel eyler’ deyip kapımıza dayanan istenmeyen misafiri mecburen buyur ettik(!)
Aslında böyle bir misafirin kapımıza dayandığını anlamak da hiç kolay olmadı.
Üşüme ve halsizlik belirtileri hızlıca bedenimi istila etmişti.
Bu durumu da her zamanki gibi mevsim değişikliği ve gece-gündüz arasındaki ısı farklılığına bağlamıştım.
Ancak bilinçaltına yerleşen Covid şüphesiyle soluğu tam teşekküllü özel bir hastanede aldım.
Saçlarına aklar düşmüş tecrübeli mütehassıs hekimimiz, kan tahlillerinin yanı sıra ciğerlerde Covid-19’un olup olmadığını tespit etmek için tomografi istemişti.
Kan örneklerinin ardından çekilen tomografi sonucu anında hekimin bilgisayarına gönderildi.
Merak ve endişeyle karışık ruh halim ve olabildiğince hızlı adımlarla hekimin odasına ulaştım.
Hekimimiz, ben kapıdan girene kadar çoktan incelemesini tamamlamıştı. Maskeli haliyle tam olarak tanıyamadığım yüzünü bana dönerek “İbrahim Bey, gözünüz aydın, ciğerleriniz tertemiz” diyerek bana o beklediğim müjdeyi veriyordu.
Birkaç saat sonra çıkan kan değerlerim de normal görülmüş, hekimin yazdığı besin takviyesi ihtiva eden ilaçlarla birlikte evin yolunu tutmuştum.
O da ne!
Evde eşimde de benzer etkiler görülmeye başlamıştı. Mecburen yine soluğu hastanede aldık.
Eşime çekilen tomografide başlangıç seviyesinde de olsa ciğerlerinde Covid-19 gözlemleyince tablo değişti. Suratımız asılmış, moralimiz tarumar olmuştu. Umutların yerini korku ve endişe alıyordu.
Hekimin önerisiyle bu defa kendimizi Covid testi için ilçedeki pandemi hastanesinde bulduk. Testlerimiz yapıldıktan ertesi günü sabahında telefonumuza ikimizin de “POZİTİF” olduğu mesajı geldi.
Biz de artık birer Covid’li olmanın şokunu yaşıyorduk.
Çok geçmeden dakikalar içinde kapımız çaldı.
Astronotları aratmayan kıyafetleriyle kısa süre içinde kapımıza gelen Filyasyon ekibiydi.
Kendilerinden Covid-19 için özel olarak üretilen Favicovir adındaki ilacı aldık. Karantina ve tedavi süreciyle ilgili öneri ve uyarılarını dinledik.
Filyasyon ekibinin ardından telefonum saatin zembereğini aratmayacak şekilde art arda çalmaya başladı.
Mahallemizin muhtarı, aile hekimimiz, karantina ekibi, Alo 182 ve Sağlık Müdürlüğü arayarak bilgilendirme yapıyor, bu süreçte bize kolay ulaşabilmeleri için telefonumuzun daima açık tutulması isteniyordu.
Telefonla konuşma kısıtlanınca arayan çok sayıdaki dostumuza cevap vermememin üzüntüsünü yaşadım. Onlarla sosyal medya üzerinden iletişim kurduk.
Böyle zor zamanlarda arayıp soran dostlarınızın varlığı, onların geçmiş olsun dilekleri yaptıkları dualar size gerçekten güç ve kuvvet veriyor. Kazandığınız yüksek moralle iyileşmeniz hızlanıyor.
Tavsiyem odur ki, dostlarınız Covid’e yakalandığında özellikle halsizliğin pik yaptığı ilk beş günde onları telefonla aramayın. İyi dileklerinizi sosyal medya üzerinden mesajla iletin.
“Kötü haber tez duyulur” denir ya, pozitif olduğumuzu öğrenen uzak diyarlardaki oğlum ve gelin kızım hemen yola revan olmak istediler.
Kendileriyle yüz yüze görüşmenin mümkün olmadığını belirterek, beyhude bir çaba içine girmemeleri hususunda ikna etmeyi başardık.
Düşünün! Hastalığın pençesine düşmüşsünüz ama siz evlatlarınızla görüşemiyorsunuz.
İşte böyle bir illettir Covid denilen salgın!
Hastalığımızın ilk beş günü ilaç tedavisiyle, diğer günler normal karantinayla geçti.
Sigara ve alkolden uzak beslenme alışkanlıkları ile hekimlerin önerilerine riayet edişimiz, Covid-19’un üstesinden gelmemde ve hafif şekilde geçirmemizde etkili oldu.
Ancak, bu illetin en hafifi bile sizin psikolojinizi bozmaya, hayatınızı zehir etmeye yetiyor. Allah herkesin kapısından uzak tutsun.
İşte böyle dostlar!
Biz Covid-19 belasının şimdilik üstesinden geldik. Şimdilik diyorum, zira yeniden bizi ziyaret etmeyeceğinin garantisi yok. O nedenle temizlik, maske ve mesafeye devam.
Hayatımızdaki önemli hadiselerden biri olarak gördüğüm Covid-19 sürecinde aile hekimi başta olmak üzere her gün arayan sağlık ekipleri, muhtarımız ve dostlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Böyle bir sistemi kurarak saat gibi çalışmasını temin eden devletimle gurur duyuyorum.
Allah dostlarımızın sayısını artırsın, devletimize zeval vermesin.