İş dünyası yaşamı inanılmaz bir devrim içinde. Bir yanda küreselleşme ile beraber gündeme gelen yoğun rekabet ortamı, diğer yanda Y kuşağı diye adlandırılan nesil ile başlayıp sürekli farklılaşan çalışanların iş yaşamından beklentileri..Bu sıkışmışlığın içinde üretim ve şimdi ALFA kuşağı…
Bu kuşaklardan sonra tüm kuşaklardan bazı özellikler taşıyacak olmalarına rağmen, birçok yönüyle tamamen farklılaşacak “Alfa Kuşağı” sosyal yaşamı ve ekonomiyi dönüştürecek.
İnternet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden Z kuşağının geldigi yer ise, Z kuşağı çabuk tüketen ve doyumsuz bir kuşak. Akıllı fakat dört duvar arasında sıkıştı. Bizler kuşakların farkında mıyız bilinmez, ama şu anda yine şirketlerin gelecek nesillere aktarılmasında dijitalleşme odaklı bir dönüşüm var. X kuşağı olarak yeniliğe teknolojiye adapte olalım derken, pandemi süreciyle ister istemez sürece hızlı bir giriş yaptık.
Yaşantımız , dört duvar arasına sıkıştı.Elektronik kitle iletişim araçları zorunlu olarak hayatımzda. Z kuşağına teslim olduk. Kuşak çatışmasına girmeden şirketler devir olunmuş durumda sessiz sedasız kabulleniş diyoruz.
Fakat Z kuşağı ve Alfa kuşağı tüketim odaklı hızlı karar veren bir yapıya sahip.
Z kuşağında gözlemlediğim, Türkiye için teknoloji ve endüstri yapay zeka alanın da ileri yatırımlara öncülük yaptığı ve yapacağı…
Diğer nesillere göre daha az konuşacaklar, etraflarındaki diğer bireylerle sohbetleri oldukça kısıtlı olacak ve gerekmedikçe fiziksel buluşmalardan kaçınacaklar.
Üretmeyen toplumlar ne kadar teknoloji odaklı da olsa çöküşe geçecektir. Asıl çöküntü ise, gelecekte fark yaratacak fakat, sahip oldukları ve hayatlarına entegre ettikleri tüm teknolojileri kişiselleştirebilme yeteneğine de sahip olacak olan Alfa kuşağı.
İşte Türkiye ‘deki eksiklik tamamlanması gereken de bu iki kuşağın toplumsal ve kültürel olgularının tamamlanması ve üretim odaklı yetişmesini sağlamak
Türkiye’de asıl iş ise X kuşağına düşüyor hala bilgi sahibi üreten BİZLERE.
Sibel ARSLAN
